Blog Listem

31 Ocak 2016 Pazar

KADINSIZ ERKEKLER

Gördüğüm kadarıyla edebiyat dünyası Murakami kitapları dendiğinde ikiye ayrılıyor.  "Murakami Sevenler" ve "Murakami Sevmeyenler ".

Ben sevinerek söyleyebilirim ki birinci gruptanım.  Murakami okumak bende farklı yerlere yolculuk yapma hissini uyandırıyor. Kullandığı kelimeler, romanlarının kurgusu  böyle bir iz  bırakıyor üzerimde.
Yeni kitabı yedi uzun öyküden oluşuyor.
Kadınsız Erkekler.
Adı bana  yıllar önce gişelerde çok uzun süre kalan Çağan Irmak ' ın filmini hatırlatsa da, her bir kahramanın
birbirinden özgü hikayesi var ve hepsi roman tadında .

Bu roman tadındaki öyküleri de çok beğendim.

Çok merak ediyorum yazarın ilham kaynağı günlük hayattan insanlar mı?  Yoksa hepsi kendi kurgusu mu?

Eğer kendi kurgusu ise; Murakami iyi ki yazar olmuş diye düşünmek istiyorum. 
Başka türlüsü kendine de edebiyat dünyasına ve biz okurlarına da yazık olurdu.


21 Ocak 2016 Perşembe

OCAK AYI OKUMALARI

Henüz ocak bitmedi ama  yılın ilk ayının ilk iki haftasına sığdırmayı başardığım ve okumaktan keyif aldığım   kitaplardan söz etmek istiyorum.

İki kitap birbirinden çok farklı.  Biri distopik roman dediğimiz türden ve gelecekte geçiyor. 
Diğeri 2. Dünya Savaşı yıllarında geçiyor.  

TUTSAK GÜNEŞ  : Ayşe Kulin 'in yeni romanı . Gelecekte bir yerlerde bizim bilmediğimiz Uluhan ' ın yönetiminde bir ülke.  Bu ülkede Uluhan 'ın  koyduğu kurallar geçerli ve ülke halkı bu kurallara sıkı sıkıya bağlı. 
Gezegenle güneş arasına bir gök cismi girmiş bi nedenle dünya geçici bir güneş tutulması yaşamakta.  Dolayısıyla ülkede sürekli kış mevsimi yaşanıyor.
Devamını anlatmayayım.  Kitabı beğendim ben.  Yazarın şimdiki düzene yaptığı ince gondermeleri dudağımda hafif bir tebessümle okudum.
****
ARAF 'a gelince :

Araf bana blog dünyasının dost listeme eklediği sevgili Gülşah tarafindan kendi kitaplığından hediye edildi.
Bir dönem romanı. 1991 ve 1992 yıllarında başlayıp 2. DÜNYA SAVAŞI yıllarına kadar uzanıyor.
O dönemin Estonya 'sını anlatıyor. 
Bir aile dramina tanık olurken Rus işgali altındaki Estonya yi da tanıyoruz satır aralarında. 
Avrupa 'nın arka bahçesi olan ülkelerin insanlarını daha iyi anlıyoruz roman sayesinde.


Yazımın başında dediğim gibi iki roman birbirinden çok farklıydı ve ben ikisini de beğendim.
Okumak isteyenlere keyifli okumalar dilerim.