Blog Listem

29 Nisan 2015 Çarşamba

BİZE İKİ ÇAY SÖYLE ...

Hayatın koşuşturmasına bir çay içimlik mola vermek ve bu arada sizi yormayan bir şeyler okumak  isterseniz;  ben de size Elif Key'in  Bize İki Çay Söyle adlı kitabını öneririm.


Sayfaları çevirdikçe, içindeki kelebekleri uçuran bir kitap olmuş Bize İki Çay Söyle.
Abartsız, samimi, sıcak ... Bir de özlem dolu.

Yaşadığın coğrafyaya, çocukluğuna, ailene, kardeşe özlem, nasıl yorumlarsanız artık.

Kısa sürede okunması, akıcı ve samimi dili ile keyifle yazan, keyifle okutan bir yazarla tanıştım bu kitap sayesinde.

Kitabın lezzetlisi olur mu? Oluyormuş meğer. Tavsiye ederim ben de keyifle :)

22 Nisan 2015 Çarşamba

Fİ adlı kitabı kitapçı raflarında gördüğümde hiç beğenmedim. Çünkü tanıtımında kişisel gelişim dizisi yazıyordu ve ben kişisel gelişim kitaplarından oldum bittim hiç hazzetmedim. Şunu yap, bunu yap, evrene olumlu sinyaller yolla gibi mesajlar hiç bana göre olmadı nedense ...

E doğal olarak Fİ'yi okumayı aklımın ucundan bile geçirmedim.
Sonra   bir ara  kitabı biraz araştırdım bu sefer de Grinin Elli Tonu diye bir seri kitaplar dizisi vardı ya; onun gibi olabileceğini düşündüm, aman dedim okunacak onca şey varken bunu mu okuyacağım falan filan ...


Bu arada okuma seçkilerine güvendiğim bir kaç arkadaşım Fİ'yi okudular ve çok beğendiler. Onların beğenisine de itiraz ettim. Fakat kitabı beğenenler arttıkça ve devamı olan Çİ'yi de okuyup, kitabın  son serisini de merakla bekleyenlerin sayısı da arttıkça, ben de kitabı merak etmeye başladım.
Sonra tesadüfen kitabın yazarını bir televizyon programında gördüm. Bana çok donanımlı biri gibi geldi. Böyle birinin yazdığı kitap içi bomboş bir kitap olamaz diye düşünerek Fİ' yi okumaya başladım.

Fİ  bir dolu karakter etrafında dönüyor ve bu karakterler aslında günlük hayattan hepimizin tanıdığı karakterlere çok benziyor. Toplumun ve belki de dünyanın değişen ahlak anlayışına göre şekillenmiş. Karakterlerin hepsinde var olan en önemli olgu özgüvenleri.

Fİ' yi  okurken zaman zaman karakter fazlalığından yorulduğum oldu fakat tam da bu arada araya giren  cümleler benim kitaba devam etmemi sağladı.

İş görüşmesine giden kahramanlardan birine yöneltilen bir soru :
" Kendinizi beş kelimeyle tanımlayın . "

 Bu soru klasik bir iş görüşmesi sorusudur fakat cevap benim çok hoşuma gitti : " BEŞ KELİMEYLE TANIMLANAMAYACAK İÇERİKTE BİRİ . " 

Okur olarak böyle bir cevap veren kahramanın başına gelecekleri merak ediyorsunuz. sonra bir başka sayfada " Bazen kendini bulman için önce kaybetmen gerekiyor ",
 " Bu toplumda, birinin utanılacak bir şey yapıp yapmadığının ölçüsü, o kişinin utanıp utanmaması ile ilgiliydi. " gibi cümleler kitabı bana okuttu. Ben de şimdi kitabı öneren arkadaşlarım gibi Çİ yi merak ediyorum ve sanırım son çıkacak kitabı da merakla bekliyor olacağım.

Fİ ile ilgili söylemek istediğim bir şey daha var. Roman karakterlerinin sayısının fazla olması .
Bu benim sevdiğim ama ara ara okurken de beni yoran bir şeydir. Bence önemli olan yazarın o kadar kahramanla başa çıkabilmesidir. Bu da yazarın  hüneri olmalı.

13 Nisan 2015 Pazartesi

YENİ KİTAP ALMANIN TARİFSİZ MUTLULUĞU




Bu gün mutlu günümdü.

Oysa günlerden pazartesiydi, pazartesi sendromu yaşamalıydım. Yaşamadım. ,Pazartesi ile barışalı çok uzun zaman oldu benim için.

Gitmeye gitmeye yolunu unuttuğum AVM'lerden birinde D&R 'da bir işim vardı. İçeriye girer girmez kitapların arasında buldum kendim ve epeydir okumak istediğim iki kitabı aldım.

İtiraf etmem gerekirse Hande Altaylı çok da bayıldığım bir şahsiyet değildir. Fakat kitaplarını sevdim işin ilginç yanı. Bu nedenle Delice'yi tereddüt etmeden aldım. Benim için kolay okunan bir kitap olacağından eminim.

Bu alışverişte beni asıl mutlu eden kitap Nermin Yıldırım'ın Unutma Dersleri oldu.
Nermin Yıldırım yeni fark ettiğim bir yazar. Biraz araştırma yaptıktan sonra da kitaplarının tiryakisi olacağını fark ettiğim bir yazar. Unutma Dersleri'ni görünce de tereddütsüz aldım elbette.

Yeni kitap almanın tanımsız mutluluğunu yaşıyorum bu gün. Bu yüzden haftanın başıymış, pazartesi sendromuymuş hiç umurumda değil. Bu duygu anlatılmaz ve sadece kitap severler tarafından anlaşılabilir bir duygu.

Şimdi sabırsızlıkla elimdeki kitabı bitirip; yeni kitaplarıma başlama isteği ile doluyum. Elimdeki kitap ne mi ?

Okumaya tereddüt ettiğim, çok ama çok ön yargıyla başladığım. Başladıktan sonra aslında farklı bir kitap olduğunu düşündüğüm bir kitap. Fİ. Yeni dünya düzenini çok iyi anlatan bir roman olmuş.

Hepsini okudukça blog sayfamda paylaşacağım.

Haftamız güzel geçsin. Uzun yıllar yaşayalım ve okuyalım :)