Blog Listem

26 Aralık 2014 Cuma

RENKSİZ TSUKURU TAZAKİ'NİN HAC YILLARI ve MURAKAMİ HAKKINDA

Bu  günlerde böyleyim.
Elimde yeşil çayım, ya da duruma göre kış çayım ve elimde kitabım. Kimi zaman dışarıda yağmur ve çoğu zaman da bulutlu hava eşlik ediyor bana.

Murakami tüm dünyada çok sevilen bir yazar. Benim kitapları ile  tanışmam İmkansızın Şarkısı ile başladı. İtiraf edeyim kitabı çok beğenmedim. Oysa bir dönem kitabıydı yarım bırakmadım, okudum bitirdim ve İmkansızın Şarkısı sayesinde başka bir yazar ve romanla tanıştım. Muhteşem Gatsby. Ardından Sahilde Kafka ve Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında romanları geldi. Bu iki roman bana Murakami'yi sevdiren romanlar oldu. 
1Q84 Kalınlığından okumaya korktuğum romanlarından biri oldu . Rahmetli babam romanı elimde görünce dehşete düştüğünü hatırlıyorum .

Derken bir gün, Murakami kitaplarını okurken sadece roman okumadığımı fark ettim. 
Yazar ciddi bir klasik müzik tutkunu ve bunu her romanında görmek mümkün. Yazarın klasik müzik paylaşımlarından da beslenmeye başladığımı fark ettim. Yeni romanı RENKSİZ TSUKURU TAZAKİ'NİN HAC YILLARI da bu yönden çok doyurucu bir roman oldu benim için.

Roman bir grup arkadaşın hikayesini anlatıyor. Tesadüf budur ki arkadaşlardan dört tanesinin soyadı Japonca da ak, kara, kırmızı gibi renkleri taşıyor.  Roman kahramanın soyadında ise renk yok. O da kendinin renksiz biri olduğunu kabul etmiş görünüyor. Gerçekten de sade bir hayatı var. Bir gün nedensiz bir şekilde arkadaş grubu tarafından dışlanıyor. 
Beş arkadaşın dördü hiç bir şekilde kendisiyle görüşmüyorlar, bu haklı olarak kahramanımızda ciddi bir travma yaratıyor. Yıllar sonra arkadaşlarını tek tek bulup geçmişle hesaplaşmaya karar veriyor; -bütün romanı anlattın demeyin sakın - çünkü   roman bundan sonra başlıyor.

RENKSİZ TSUKURU TAZAKİ'NİN HAC YILLARI Benim için keyifli bir roman oldu. 
Murakami sevenler zaten çoktan okuyup bitirmişlerdir bile :)

9 Aralık 2014 Salı

KEMAL HADİ GEL, Bİ KAHVE İÇELİM



Onun filmleriyle tanıştığım yaşımı hatırlamıyorum. Hababam Sınıfı zamanları olmalı.
Hatırladığım ise, sinema perdesinde onun yüzü görünmeye başladığında, salondaki herkesin gülmeye başlamasıydı.

Sonra birden giriverdi hayatlarımıza. Arka arkaya çevirdiği filmler, çok kanallı televizyonlara geçtikten sonra her kanalda onun filmleri. Neden bu kadar sevildi ? Bu sorunun cevabı çok basit aslında. Halktan biriydi O. Sokaktaki adamdı. Bunun doğal sonucu olarak, halk bağrına bastı sanatçısını.

Sonra ... Bir uçak seyahati bahanesi oldu. Daha uçağa binmeden gitti bu dünyadan. Oysa çok güzel bir film çekimi yapacaktı gitmeseydi. O dönemi hatırlıyorum; arka arkaya sevdiğimiz sanatçıların gittiği, yaprak dökümünün yaşandığı bir dönemdi. 2000'li yıllara en çok yakışacak olanlar, bu dünyada daha yapacak çok şeyleri olanlar ayrıldı bu dünyadan O'nun gibi ...

KEMAL HADİ GEL, Bİ KAHVE İÇELİM eşi Gül Sunal'ın  kaleminden anlatıyor bize Kemal Sunal'ı. Okurken bir kere daha saygı duyuyor ve seviyorsunuz bu değerli sanatçıyı ... Aslında ikisi de kahve sevmezlermiş; aralarında bir söylemmiş bu kahve içelim cümlesi .

Okurken duygulandım ben. Geçmişe özlem duymaya çok müsait bir karakterim olduğundan hem 70'li, 80 'li yılları yaşadım yeniden ...

Kitap bittiğinde düşündüm de iyi ki geçmiş bu dünyadan Kemal  Sunal, iyi ki ...