Blog Listem

16 Mayıs 2014 Cuma

MİDAK SOKAĞI



Edebiyat, her şeyin gelip geçici olduğu hayata iz bırakma yollarından biridir.
Roman, öykü, novella hiç fark etmez; neticede  söz uçar yazı kalır .

Yazarlar da böyledir. Bazı yazarlar iz bırakır, iz bırakmakla kalmaz, hayatımızı şekillendirir.
Hemen örnek ver deseniz; gözüm kapalı Marquez, İsabel Allende, Tolstoy ve Necip Mahfuz derim ben de...

Necip Mahfuz Mısırlı ve ülkesine tutkun bir yazar. Her ne kadar kendi ülkesinde sevilen bir yazar olmasa da ülkesine 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazandırmış bir yazar.
Hayatı boyunca Mısır dışında hiç bir ülkeye gitmemiş, hatta kazandığı Nobel Edebiyat Ödülü'nü almak için bile ülkesinden dışarı çıkmamış bu  usta yazarın kaleminden,  hem Mısır hem de dünya tarihini görmek mümkün.
Ezilen, zulüm görmüş bir halkın yazarı.

Midak Sokağı Necip Mahfuz'un en sevdiğim romanlarından biri. Kahire'de yoksulluk içinde bir sokaktır Midak Sokağı. Birbirinden değişik kahramanları içinde barındırır. Her bir kahraman farklı bir insan, farklı bir hayat anlatır romanın sayfalarında.

Güzel giyinmek ve zengin olmanın hayattaki en önemli  "şey " olduğuna inanan Hamide, Hamide'ye umutsuzca aşık olan Abbas, kadın düşkünü Elvan Saim, eşcinsel kahveci Kirşa, onun bu durumdan haberdar karısı ve İngiliz egemenliğinin hüküm sürdüğü topraklarda,  ezilmeye mahkum insanların hayatını anlatıyor Midak Sokağı.

Kitabı okurken, hiç tahmin etmediğiniz bir kahramandan şu cümleleri duyabiliyor ve o cümleyi kendi hayatınıza uyarlayabiliyorsunuz : " Hayatın trajedilerine gelince, bizim sevgimiz onları yener. Sevgi en etkili tedavidir. Mutluluklar felaketlerin çatlaklarında elmas gibi saklıdır .. " 
Böyle güzel cümleler romanı daha da anlamlı kılıyor.

Midak Sokağı hayata yenik başlayan insanların hikayesini samimiyetle anlatıyor.
Necip Mahfuz kitapları ile henüz tanışmamış ama tanışmak isteyen okur için  yazarın bu kitabı  güzel bir başlangıç olabilir.


4 yorum:

  1. Ben de hiç Necip Mahfuz okumamıştım, Midak sokağını iki gün önce bir sahaftan aldım, inşallah en kısa zamanda okuyacağım. Kitapla ilgili bilgilerin de ilgimi daha çok arttırdı canım, teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Canım ben pek severek okudum o kitabı. Mısır insanını biraz da kendimize benzettim. Kaderlerine razı oluşlarını falan. Okuduğunda sen de fikrini paylaşırsan sevinirim. Sağol yorum için, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  3. Ben de Necip Mahfuz okumadım hiç ama yazar da eseri de ilginçmiş:) Kahire'de geçen Lawrence Durrell'in İskenderiye Dörtlüsü de ilginç bir seridir, tavsiye ederim, sevgiler:)

    YanıtlaSil