Blog Listem

22 Mayıs 2014 Perşembe

HUYSUZ KİTAPÇI FİKRY'NİN İNANILMAZ HİKAYESİ ...


A.J. Fikry trajik bir biçimde eşini kaybetmiştir. Sakin bir hayatı olan A.J. Fikry kitap evi işletmektedir.
Yalnızlık onun kapısını çoktan çalmıştır. Bu yalnız kalış onu biraz da huysuz ve sinirli kılmaktadır.

Hayat böyle kitaplar arasında akıp giderken; Fikry bir gün kapısının önünde  bir bebek bulur. Bebeğe iliştirilmiş nottan adının Maya olduğunu öğrenir; Maya henüz 25 aylıktır.

Maya'nın annesi kızını çaresizlikten bırakmak zorunda kaldığını anlatır kısa notta. Diğer yandan kızının kitaplar arasında büyümsini istemektedir, seçim bu nedenle Fikry'nin işlettiği mütevazı kitap evi olmuştur.

Roman bundan sonra başlar .... Ve akıp gider ...

Huysuz Kitapçı Fikry'nin İnanılmaz Hikayesi son dönemde, su gibi okuduğum ve çok beğendiğim kitaplardan biri olarak kitaplığımda yerini aldı.
Yazarın henüz 1977 doğumlu olması, 14 yaşından beri yazıyor olması da kitap için referans oldu.

Merak edenlere tavsiye ederim ...

16 Mayıs 2014 Cuma

MİDAK SOKAĞI



Edebiyat, her şeyin gelip geçici olduğu hayata iz bırakma yollarından biridir.
Roman, öykü, novella hiç fark etmez; neticede  söz uçar yazı kalır .

Yazarlar da böyledir. Bazı yazarlar iz bırakır, iz bırakmakla kalmaz, hayatımızı şekillendirir.
Hemen örnek ver deseniz; gözüm kapalı Marquez, İsabel Allende, Tolstoy ve Necip Mahfuz derim ben de...

Necip Mahfuz Mısırlı ve ülkesine tutkun bir yazar. Her ne kadar kendi ülkesinde sevilen bir yazar olmasa da ülkesine 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazandırmış bir yazar.
Hayatı boyunca Mısır dışında hiç bir ülkeye gitmemiş, hatta kazandığı Nobel Edebiyat Ödülü'nü almak için bile ülkesinden dışarı çıkmamış bu  usta yazarın kaleminden,  hem Mısır hem de dünya tarihini görmek mümkün.
Ezilen, zulüm görmüş bir halkın yazarı.

Midak Sokağı Necip Mahfuz'un en sevdiğim romanlarından biri. Kahire'de yoksulluk içinde bir sokaktır Midak Sokağı. Birbirinden değişik kahramanları içinde barındırır. Her bir kahraman farklı bir insan, farklı bir hayat anlatır romanın sayfalarında.

Güzel giyinmek ve zengin olmanın hayattaki en önemli  "şey " olduğuna inanan Hamide, Hamide'ye umutsuzca aşık olan Abbas, kadın düşkünü Elvan Saim, eşcinsel kahveci Kirşa, onun bu durumdan haberdar karısı ve İngiliz egemenliğinin hüküm sürdüğü topraklarda,  ezilmeye mahkum insanların hayatını anlatıyor Midak Sokağı.

Kitabı okurken, hiç tahmin etmediğiniz bir kahramandan şu cümleleri duyabiliyor ve o cümleyi kendi hayatınıza uyarlayabiliyorsunuz : " Hayatın trajedilerine gelince, bizim sevgimiz onları yener. Sevgi en etkili tedavidir. Mutluluklar felaketlerin çatlaklarında elmas gibi saklıdır .. " 
Böyle güzel cümleler romanı daha da anlamlı kılıyor.

Midak Sokağı hayata yenik başlayan insanların hikayesini samimiyetle anlatıyor.
Necip Mahfuz kitapları ile henüz tanışmamış ama tanışmak isteyen okur için  yazarın bu kitabı  güzel bir başlangıç olabilir.