Blog Listem

22 Mart 2014 Cumartesi

HAYAL


Ayşe Kulin kitaplarnı severim.

Beni yormaz, dinlendirir hatta. Kahramanlarında kendimden bir şeyler bulurum illa ki.

Biyografi ve öyküleriyle tanıdığım bir yazardır.

1997 ya da 98 falan olmalıydı. O dönemlerde öykü okumaya bayılıyordum. Öykülerin o kısa ama içten atmosferine girmek mutlu ediyordu beni. Tam o sırada Foto Sabah Resimleri'ni buldum.
Fotoğrafa hep merakım olduğundan bu kitabı da fotoğrafla ilgili sanarak hemen aldım, oysa içinde birbirinden güzel öyküler vardı. Çok çok beğendim ...

Kısa bir süre sonra Adı Aylin'i okudum. Kitap o dönemde ciddi bir patlama yaptı, bence Ayşe Kulin'i Ayşe Kulin yapan da Adı Aylin oldu.
 Ben Ayşe Kulin'in biyografileri üzerinde beğeni hakkımı Füreya'dan yana kullanırım.
Füreya Koral'ın hayat karşısındaki güçlü duruşu, aldığı riskler, geldiği renkli aile Ayşe Kulin'in kaleminden okurken beni çok etkilemişti.

Ayşe Kulin kitaplarını okuma maceram bu iki kitapla bitmedi elbette. Birbiri ardına Sevdalinka, Nefes Nefese, Köprü, Gece Sesleri, Bir Gün, Veda, Umut, Hayat, Hüzün, Gizli Anların  Yolcusu, Dönüş gibi romanlar geldi.
Bir gün kitaplığıma baktım ki; gerçekten Ayşe Kulin Benim yazarım olmuş.

Hayal yazarın son kitabı, yazarın yazar olma serüvenini anlatıyor. İnsan hayalleriyle yaşar. Karşısına çıkacak engelleri de hayal ettiğine kavuşmak için aşar bence. Bu kitap da bunun kanıtı.

Benim gibi Ayşe Kulin kitaplarının okuru iseniz, yazarın 1983 - 2013 yılları arasındaki dönemine, yazar olma serüvenine tanıklık etmek keyif verecek ...

12 Mart 2014 Çarşamba

KAPALI ÇARŞI CİNAYETİ


İtiraf edeyim; polisiye okumaya kırkımdan sonra başladım !!!!

Genç kızlığımda okuduğum Agatha Christie'leri saymazsak tabii.

Yine itiraf edeyim, polisiye ve gerilim okumayı sever oldum.
İlk gençlik dönemini özellikler klasiklere vakfetmiş birinin kırkından sonra polisiye okuması eğlenceli oluyor aslında.

Son dönemde Türk Yazarların polisiyelerini sever oldum.
Bir de bende yeni yazarları tanıma merakı başladı. Bildik, tanıdık yazarlar yanında yeni yazarlar da okuma zevkimi arttırmaya başladı.

Kapalı Çarşı Cinayeti de yeni bir yazarın yepyeni romanı. Bana blog dostlarımdan sevgili Lale'nin kazanımı oldu bu kitap.

Kapalı Çarşı Cinayeti'nin kahramanı Berna, aslında bir rehber. Polisle, cinayetle hiç bir işi yok.
Çok sevimli bir kadın üstelik. Eşinden ayrılmış. Hayatın tuzaklarına düşüp düşüp çıkmayı başarmış, kendinle ve son dönemde aldığı kilolarıyla fazlasıyla barışık. Berna'nın bu kendinle barışık hali, kitabın daha akıcı bir şekilde okunmasını sağlıyor.

Neyse çok uzatmayayım; Berna Amerikalı bir çifte İstanbul'u gezdirme görevini üstleniyor. Çiftin duruşundan, hal ve tavırlarından rahatsızlıkları var fakat yine de görevini yapıyor elinden geldiğince.
Amerikalı çiftin erkek olanı bir gün Kapalı Çarşı'da bir cinayete kurban gidiyor.
Ve roman bundan sonra başlıyor.

Benim fikrim mi? Mutlaka okuyun derim. Pişman olmazsınız; hatta benim gibi acaba yazarın yeni kitabı ne zaman çıkacak diye araştırmaya başlarsınız ...