Blog Listem

24 Mart 2012 Cumartesi

ONCA YOKSULLUK VARKEN


Okumaya geciktiğim kitaplarım var benim.

Ya varlığını geç fark ettiğim ya da, kitaplığımda durduğu halde okuma sırasının geç geldiği kitaplar.
Nedense böyle kitapları, eski bir dostla özlem giderircesine hızla okurum.
Bittikten sonra da elimden geldiğince paylaşırım, herkesin okumasını isterim.

Onca Yoksulluk Varken de  böyle bir roman oldu benim için. Romain Gray'in Emile Ajar takma adıyla yazdığı ve kendisine yıllar önce Goncourt Ödülü kazandıran bir roman Onca Yoksulluk Varken.
Annesini hiç görmemiş, babasının varlığından bile haberi olmayan bir çocuktur Momo. Asıl  adı Muhammed'dir, Arap'tır. Hayata  1 - 0 mağlup  başlayanlardandır ama henüz farkında değildir.

Kendi durumunda olan pek çok çocuğa bakmayı görev edinmiş Musevi Madam Rosa'nın yanında büyümektedir.

Madam Rosa eski bir fahişedir ve kendi durumunda olan kadınların doğrup bıraktıkları çocukları büyütmektedir.

Momo on yaşındadır. Dünyaya çocuk gözleriyle bakmaktadır. Roman boyunca dünyaya onun gözlerinden bakmayı okur da öğrenir.
Yaşlı Madam Rosa'yla küçük Arap çocuğun dostluğunu kimi zaman gülerek, kimi zaman hüzünle okuyorum şimdilerde.

Okumadıysanız mutlaka öneririm.
Roman Vivet Kanetti'nin şahane çevirisiyle zaten kendini okutuyor.
Kitabın girişindeki şu cümle benim için nokta vuruşu oldu belirtmek isterim :

" Sevdiğin yüzünden deli oldun dediler, yaşamın tadını yalnız deliler bilir " dedim .

15 Mart 2012 Perşembe

BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ


Bazı kitaplar vardır. Elinize alır, sayfaları çevirmeye başlarsınız ve hoş bir tebessüm yayılır yüzünüze.

Sayfalar ilerledikçe kitabın konusunun içine girer, elinizden bırakmak istemezsiniz.

İçinde geçen cümlelerden kendinize de anlamlar yüklersiniz.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz böyle bir roman.
Bildiğim kadarıyla Barış Bıçakçı'nın ilk romanı.
Bir aşk üçgenini anlatıyor roman. İkı sıkı dostun günün birinde aynı kıza aşık olmalarına rağmen birbirleri için  değişmeyen  duygularını, dostluklarını usta bir kurguyla anlatıyor.

Bizim Büyük Çaresizliğimizin filmi de geçen yıl gösterimdeydi. Filmini henüz izlemedim. Belki de  kitap daha güzeldir. Kitabı bitirdikten sonra izlemek lazım .

İki yıldır kitaplığıma yaşayan genç Türk yazarların kitaplarını konuk ediyorum.
Onur Caymaz, Hakan Günday ve Emrah Serbes'le başlayan bu okuma serüveni Mine Söğüt ve Barış Bıçakçı ile devam ediyor.

Bu kitaplar ilerleyen yıllarda klasik tadında olacak diye düşünüyorum. Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en güzel miras şahane bir kitaplık bence  .
Bu duyguya kapılmamın nedeni oğlumdur.

Dün kitabı eline alıp inceledi. Kapağını çok beğendi. Fazla kalın bir kitap olmadığı için okumak istedi, sayfaları karıştırdıktan sonra;
-" Sen bu kitabı sakla ben büyüyünce okurum anne " dedi.

Bu da oğlumun dünkü damardan giren cümlesiydi :)

Neyse konuyu uzatmayayım Bizim Büyük Çaresizliğimiz ve yazarın tüm kitapları gerçekten kitaplığımızda bulunmalı, okunmalı ...

11 Mart 2012 Pazar

BEŞ SEVİM APARTMANI

"Cinlerle" alışılmadık bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?

Yok beni hiç ilgilendirmez cin peri hikayeleri diyorsanız sıkı durun, çünkü sözünü ettiğim kitap bu cin - peri hikayelerine farklı bir boyuttan bakıyor !!!!

Okurken  romana adını veren Beş Sevim Apartmanı'nın adının anlamını merak ediyorsunuz önce. Yazar usta kurgusuyla ilerleyen sayfalarda bu adın anlamını okura açıklıyor. Beş Sevim Apartmanı'nın isminin hüzünlü hikayesini okuduktan sonra, apartman sakinlerinin hikayelerini okuyarak, şaşırarak ilerliyorsunuz sayfalarda.

Sayfalar ilerledikçe apartman sakinlerinin gerçek hikayelerini okuyup bu sefer de şaşkınlığınız yerini düşünmeye bırakıyor.  Apartman sahibi psikiyatr Samimi Bey'in günlüğü de romana farklı bir boyut kazandırıyor.

Beş Sevim Apartmanı Mine Söğüt'ün ilk romanı.
Mine Söğüt  kitapları  sessiz sessiz giriyor kitaplıklarımıza.
Tam da benim sevdiğim gibi. Kulaktan kulağa tavsiye ile. Reklamdan abartıdan uzak.
Beş Sevim Apartmanı inceliklerle kurgulanmış, incecik ama derinlikli bir roman. Derinlikli çünkü, cin -  peri hikayelerinin geri planında anneleri ya da babaları tarafından harcanmış çocukların hikayelerini anlatıyor.

Halen Mine Söğüt'ü tanımayan, kitaplarından haberdar olmayanlara özellikle tavisye ederim.